Pırıl pırıl güneşli bir havada Yenikapı'dan bindiğimiz ferry-boat'daki biletlerimiz luks mevkii içindi ve biz çok rahat bir yolculuktan sonra Marmara Adası'na vardık. Dedeniz bizi iskelede bekliyordu. Hep birlikte iskelenin diğer yanındaki motor durağından tenteli, küçük, 'Aloş' adında bir motora binip Boncuk Motel'e doğru yol almaya başladık. Ve on dakika sonra Motel'in önünde idik.
Boncuk Motel, odaları son derece salaş, mutfağında leziz yemekler pişirilen, kendine has, yıllardır gelen müdavimleriyle, sahilde iştah açıcı restaurantıyla, hemen girişteki 'merhaba veya güle güle' ya da'kahve ve Çay saati' köşesiyle temiz ve şirin bir yaz köşesi....
Her gün öğleden sonra saat tam dörtte Motel'in önünden geçen Çörekçi Hasan renk katıyor çay saatlerine. Saat altı olunca üzeri asma yapraklarıyla kaplı çardağın altı Motel müşterileriyle dolup taşıyor. Akşam üstleri sahilden yürüyerek gittiğimiz Köy çarşısı ve Köy Çay Bahçesi'nde semaver çayı veya karadut dondurması midelerimize sular serpiyor. Ne güzel bir zamadı. Tatilimizin son gününde babanız da bize katıldı ve son gece Motel'in iskelesinde otururken şahit olduğumuz, gökyüzünden sanki üzerimize düşecekmiş kadar yeryüzüne yakın, parlak yıldızların muhteşem görüntüleri; gerçekten benim için çok keyifli anılardı benim için!!